Avrupa Birliği’nde Oydaşmacı Demokrasi Modeli

ab-parlamentosu

AB Parlamentosu

Avrupa Birliği’nin temel kurumları yasama, yürütme, yargı ve parasal organlar şeklinde sınıflandırmak daha önce belirtilen ülkeler kadar kolaylıkla olmuyor. Ancak AB’nin gelişmesinde atılan belli başlı adımların büyük çoğunluğu Avrupa Konseyi tarafından yerine getirilir. Avrupa Komisyonu ise AB’nin yürütme organı gibi çalışır.Avrupa Parlamentosu yasama organın alt meclisi, Avrupa Konseyi ise bir üst meclis olarak değerlendirilebilir.
1)Yürütme Gücünün Geniş Koalisyon Hükümetleri Tarafından Paylaşılması

Avrupa Komisyonu her bir özel bir bakan sorumluluğunu üstlenen ve üye devletlerin hükümetleri tarafından atanan 20 üyeden oluşur.Almanya,İngiltere,İspanya,Fransa,İtalya komisyon için iki üye atar.Diğer ülkeler birer üye atar. AB içindeki bütün üye devletler bu komisyon içinde temsil edilir. Okumaya devam et

İçimizdeki ülke “Bohemya”.

Güllük gülistanlık bir ülke değildi Bohemya. Çok kötü de değildi, vasattı. Adına “Darbium”(1) denen bir rejim yaşamaktaydı. Parlamenter demokrasiden, kalabalık insanlardan, kudretli bir ordudan teşekkül etmişti. Bu yüzden “darbe+demokrasi” anlamında kısaltılarak “2D” denilmişti. Olağanüstü koşullarda, olağan bir yönetim sergileniyordu. İlk darbe uzun yıllar önce yapılmıştı. Sonra öksürük nöbetleri gibi tekrarlanmıştı. Uyutmuyor, nefes aldırmıyordu.

Ülke nüfusunun %90’ı, Bohemlerden oluşmaktaydı. Geriye kalanlarsa hiçbir hakkı bulunmayan “yabancılardı”. Bohemler kendince bir topluluktu ve geniş toprakları mevcuttu. Tarihi şanlı, gelenekleri özgün, yemekleri ünlüydü.

Özgün bir dili vardı: Bohemce. Lüzumsuz kelimelerden temizlenmiş, arı bir dildi. Diğer ulusların kavramları yoktu içinde. Zaten diğerlerinin önemi de yoktu.

Not: Dilbilgisi kuralları der ki, Bohemce’de isimler fiillerden önemlidir. Ne yapıldığı değil, kimin yaptığı önemlidir. “Bal tutan parmağını yalar” denilirse burada “tutan” ve “yalayan” önemsenir. Gerisi fiyasko.

Ülkede yüksek tirajlı siyasi gazeteler yayınlanırdı. Dincisi, milliyetçisi, hürriyetçisi, yaşlısı, genci, emeklisi hep kendi gazetesinde yazardı. Yüzlerce kitap, dergi de cabası.

Okumaya devam et

Belçika, İsviçre ve Oydaşmacı Demokrasi Modeli

Avrupa Parlamentosu

Westminster modeli (*), çoğunlukların iktidarda azınlıkların muhalefette olduğu bir durumu yansıtır. Bu durum çoğunlukların gücünü arttırmakta ve demokrasinin ilkelerine aykırı bulunmaktadır. Seçimi kaybeden gruplar karar alma sürecinden dışlanmamalıdır. Bu karşıtlık iki şekilde önlenir:

  1. Çoğunluklar ve azınlıklar dönüşümlü olarak bir birinin yerlerini alacaktır.
    (İngiltere, Yeni Zelanda ve Barbados vs.)
  2. Toplumlar homojen olduğundan merkeze yakın partiler iktidara gelecek ve siyasal ideolojiler farklı olmayacaktır. Böylece çoğunluklar yönetimde olabilir fakat azınlıklarla aralarında uçurum olmaz. “Halkın yönetimi” yerine “halk için yönetim” olur.

Oydaşmacı model azınlıkların da yönetime katılmasını sağlamaya çalışır. İktidar üzerindeki çatışmaları azaltır ve uzlaşıyı sağlar. Bu modeli Belçika ve İsviçre üzerinden inceleyebiliriz. Okumaya devam et